Seçime dair değerlendirmelerde bulunan İzsiz, hakkında çıkan iddialara da yanıt verdi. Van’da millet ittifakının mitingini değerlendiren İzsiz, insanların artık değişim istediğini söyledi. İzsiz açıklamasında “ Van tarihi böylesi bir mitingi ilk kez görüyor. Bu sadece Van’da değil, toplumun her kesiminde karşılaşacağımız ve karşılaştığımız manzaralar. Bunun temelinde toplumun bir değişim arzusunun olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla ben de Van’da zaten böyle bir coşkuyu bekliyordum. Sadece Van’da değil, Edirne’de de var, kendi seçim bölgemiz olan Esenyurt’ta da Çatalca’da da aynı coşkuyu görüyoruz. Bu coşkunun temel sebebi ötekileştirilmiş, bastırılmış bir şekilde ama hizipleşmeyle, ama kutuplaşmayla, ötekileştirilmeyle baskılanmış toplumun artık bu yönetimin değişimine yönelik göstermiş tezahürün resmidir.” İlker Açıkgöz’ün “bu değerlendirmeyi bir milletvekili adayı olarak mı söylüyorsunuz yoksa siyaset bilimi okumuş biri olarak mı?” sorusu üzerine İzsiz, “ bakın Gramsci der ki “iktidar olmak yetmez, hegoman olmak lazım” Hegoman olabilmek için rıza lazım. Kimin rızası? Toplumun rızası. Eğer siz toplumun rızasına hitap etmezseniz belirli bir zaman sonra artık lüksle, şatafatla ve baskılayıcı bir unsurla toplumu ikna etmeye çalışırsınız. Belli bir zaman bu kısmen iş görebilir ama uzun vadede bakıldığında bu artık toplumun nefreti haline gelir. Ben sadece bir milletvekili adayı olarak bunu görmüyorum. Toplum sosyolojisini çok iyi okuyabilen bir kardeşiniz olarak da bunun ziyadesiyle karşılığını sahada görebiliyorum. Toplumun sahada artık bir direnci var, artık toplum bir değişim arzu ediyor.” Dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Gabar’da bulunan petrol ile ilgili vatandaşa verdiği müjdeyi de değerlendiren Seyithan İzsiz, “Seçmenin gündemi sofrası, cebi. Seçmen kendi sofrasına bakıyor. Bir baba akşam eve gittiğinde evladının yüzünü güldürmek istiyor. Seçmenin derdi kendi hanesindeki durumudur. Elbette milli zenginliğimiz, bizim kaynağımız. En nihayetinde bunu insanımıza sunmak elbette bir iktidarın bir hükümetin görevi. Bugün Ak Parti hükümeti var, yarın gelecek olan iktidar bunu devam ettirir. Eğer bu müjdeler bir seçim arifesinde seslendiriliyorsa bunun halkın nezdinde bir itibarı yoktur. Madem bu vardı; gaz vardı, petrol vardı; bugüne kadar niçin olmadı ve ben bugüne kadar niçin faydalanmadım? Niçin faydalandırılmadım? Diye sorarım. Elbette kıymetli müjdeler; buna bir itirazım yok ama elbette ki şüphe var. Ama halkın artık bunlara inanacak itibar edecek bir durumu kalmamış.” İfadelerine yer verdi. Program sunucusu İlker Karagöz’ün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörle yan yana olanlar cumhurbaşkanı seçilse bile halkımız ona bu görevi vermez.” ifadesini de hatırlatarak; sosyal medya üzerinden seçmen manipülasyona mı tabii tutuluyor? Sorusu üzerine Seyithan İzsiz artık bu kutuplaştırma politikalarının halk nazarında hiçbir itibarının olmadığını söyledi ve “Halkla, millete inatlaşılmaz. Şuan bahsedilen Van mitinginin bir benzerini siz bugün Manisa’da da görebiliyorsunuz Edirne’de de görebiliyorsunuz; Çanakkale, Trabzon’da da görebiliyorsunuz. Bu halkın değişimi arzuladığının ifadesidir. Siz buna rağmen manipüle haberlerle, sosyal medya ağlarıyla sürekli iktidar karşıtı, mücadele eden muhalefeti; ama cumhurbaşkanı adayıyla ama parti liderleriyle ama milletvekilleriyle, bir terörle iltisatlı halde gösterirseniz ve en nihayetinde oradan buradan güç alıyorlar diye yansıtmaya çalışırsanız siz bu memleketi germiş oluyorsunuz. Kutuplaştırmış oluyorsunuz, hizipleştirmiş oluyorsunuz. Madem öyle neden halkın bu kadar değişime yönelik coşkusu var? Demek ki bu manipüle haber, sosyal medya algılarının halk nazarında bir itibarı yok. Bu itibarla bir siyaset bilimci der ki her yenilgi bir yeni zaferin başlangıcı olabilir. Ben iktidarın yerinde olsam; şuan fotoğrafı doğru okurum, doğru analiz ederim olası kaybım dahi söz konusu olursa tekrardan nasıl iktidar olabilirim çabası içerisine girerim. Bu memleketi kutuplaştırmam. İnsanları birbirine düşürmem. Sevgi bağlarımızı hiçbir şekilde zedelemem. Bu memleket doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Türk’üyle, Arap’ıyla bir bütündür. Bizler dil, din, ırk, mezhep ayrımına girmeksizin bu vatanın evlatlarıyız, yurttaşlarıyız. Artık bu kutuplaştırma politikalarının halk nazarında hiçbir itibarı yok.